Padişah Vahdettin, Mustafa Kemal’in Cumhuriyetçiliğini neden tehlike olarak görmedi ?

Burak Artuner yazdı…

Ali Fuat Cebesoy, “Sınıf Arkadaşım Atatürk” adlı eserinde Atatürk’ün 1902’de henüz Harp Akademisi’nin birinci sınıfında bulunduğu sırada Osman Nizami Paşa ile Osmanlı devletinin geleceği üzerinde yaptığı bir konuşmada batılı anlamda yönetimden bahsettiğini, inkilâp sözünü dile getirdiğini yazmıştı.

Yine aynı eserde Cebesoy, Atatürk’ün topçu stajını yapmak üzere Şam’a gitmeden önce 1905’te arkadaş çevresinde yaptığı bir toplantıda, “Bu dava yıkılmak üzere bulunan bir imparatorluktan önce bir Türk devleti çıkarmaktır” dediğini aktarmıştı.

Sadi Borak’ın Bilinmeyen Yönleriyle Atatürk isimli eserinde, Sofya’da tanıştıkları Madam Hildagrad Chiristianus’un anlattıklarına yer verilir.

Buna göre, Atatürk bir gün Madam’a “Türkiye’nin gidişi iyi değil. Türkiye’yi modern bir memleket yapmalı. Tıpkı Avrupa gibi. Bu memleketi baştan aşağı değiştirmeli. Allah nasip ederse günün birinde Türkiye’nin idaresinde rol sahibi olursam, bilirim yapacağım yenilikleri” demiştir.

PADİŞAH’IN YEĞENİNİN AKTARDIĞI HİKÂYE
Birinci Dünya Savaşı sonunda Mustafa Kemal Paşa artık cumhuriyetçi fikirleri ile tanınan ve yakınları tarafından bilinen kişidir. Nitekim 1951’de Londra’da Sultan Vahdettin’in yeğeni Prens Sami’nin Haluk Yusuf Şahsuvaroğlu’na anlattığına göre, Samsun havalisinde bozulan asayişi temin etmek üzere bir kumandanın oraya tayini bahis konusu olduğunda, Vahdettin Harbiye Nezareti’nden bir liste istemiştir. İçlerinde Mahmut Muhtar Paşa’nın isminin de bulunduğu kumandanlar listesini Sadrazam Ferit Paşa Vahdettin’e arz etmiş, hükümdar listeyi tetkik edip parmağını Mustafa Kemal Paşa’nın isminin hizasına koymuş ve “Mustafa Kemal Paşa gitmelidir” demiş.

İSMİNİN YANINDA: CUMHURİYETÇİ YAZIYORDU
Fakat Mustafa Kemal Paşa’nın isminin yanında “Cumhuriyetçidir” diye yazan bir sarahat buluyormuş. Sadrazam, hükümdara bu meşruhatı göstermiş olmasına rağmen Padişah Vahdettin buna önem vermediğini işaret ederek, “Mevcut kumandanlarımızın en liyakatlisidir, Çanakkale’deki muvaffakıyatını bilirsiniz. Almanya seyahatinde de kendisini yakından tanıdım. Anadolu’daki vaziyeti düzeltecek en muktedir kumandanımız odur ve o gitmelidir” demiş.

O ZAMAN YAKIN TEHLİKE CUMHURİYETÇİLİK DEĞİL; İTTİHATÇILIKTI
Padişah’ın Mustafa Kemal Paşa’yı cumhuriyetçi olmasına rağmen tayini nasıl gerçekleşmiştir? Tarihçiler bunu şöyle değerlendiriyor: O günün şartları içinde cumhuriyetçi olmak İmparatorluk için yakın bir tehlike teşkil etmiyordu. Önemli devlet hizmetlerine atanmada “İttihatçı” olup olmamak önem arz ediyordu. Özellikle bu vazife içinde liyakat ve disiplinli olmak gibi nitelikler aranıyordu.

patronlardunyasi.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir