Lahey’de gerçekleştirilen NATO Liderler Zirvesi, Türkiye’nin masadaki katkıları ve 2026 Zirvesi’ne ev sahipliği kararı ile dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hollanda’dan dönüşünde Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Likoğlu’nun da aralarında bulunduğu gazetecilerin sorularına yanıt vererek, zirvede alınan kararları ve Türkiye’nin tutumunu açıkça ifade etti.
Ek konulara değinmek istediğini ifade eden Erdoğan, şunları ekledi:
Sevgili dostlar, sizleri en içten duygularımla selamlıyorum. Avrupa-Atlantik güvenliğinin hızla değişen dinamiklerle tehdit edildiği bu dönemde Lahey Zirvesi’ni gerçekleştirdik. Uluslararası basın toplantısında zirveye dair kapsamlı bilgilendirmeyi yaptım. Müttefik ülkelerin savunma harcamalarını artırmayı kabul etmesi gündemin öncelikli maddesiydi. Savunma harcamalarının, gayri safi yurtiçi hasılamızın %5’ine çıkarılması konusunda anlaşmaya varıldı ve bu hedefe ulaşma konusunda en yakın olan ülkelerden biri Türkiye. Müttefikler arasında kısıtlamaların kaldırılması bu hedefin gerçekleştirilmesi açısından kritik öneme sahip. Ayrıca, Avrupa Birliği üyesi olmayan müttefiklerin, ulusal savunma ve güvenlik inisiyatiflerine katılımını güvence altına almak da önemli.”
Ukrayna’ya verilen destek ve savaşın gidişatı da zirvede yoğun olarak tartışılan konulardan biriydi. Ev sahibi Hollanda Kralı’nın akşam yemeğine Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy de katıldı. Türkiye, bu acımasız savaşın sona ermesi için var gücüyle çaba göstermeye devam ediyor ve müzakerelerin üçüncü aşamasına ev sahipliği yapma sürecindeyiz.
Filistin halkına yönelik süregelen soykırımı da tekrar gündeme getirdim. İsrail’in güvenliği, komşularının istikrarı ve refahıyla doğrudan bağlantılı. İran ve İsrail arasındaki çatışmaları da gündemimizde yer verdik, burada da kalıcı bir ateşkesin elde edilmesi büyük önem taşıyor. Zirve sırasında ABD Başkanı Donald Trump, İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Almanya Başbakanı Friedrich Merz, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron gibi pek çok liderle ikili görüşmeler yaptım. Bu görüşmelerde iki ülke ilişkilerimizi ve dünyadaki pek çok önemli konuyu gündeme getirdim.
Türkiye’nin bu zirvenin önemli bir başka yönü, 2026 yılında NATO Zirvesi’ne ev sahipliği yapma teklifimizin kabulüdür. Müttefiklerimizi önümüzdeki yıl Türkiye’de ağırlamayı umuyoruz. Şimdi ise sizlerin sorularını cevaplamaya hazırım.
SORU – Trump ile yaptığınız görüşmenin detaylarını merak ediyorum. Geçmişte tarafınızda eleştirilerde bulunan Trump ile buluşmanın atmosferi nasıldı? Gazze meselesi hakkında bir iradeniz oldu mu?
Bence Trump ile oldukça verimli bir görüşmemiz oldu. İlişkilerimizden NATO iş birliğine kadar birçok konuyu ele aldık. ABD ile 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefimize ulaşmak istiyoruz. Bölgedeki krizlerde iş birliği yapılmasının önemini vurgulamakla birlikte, Gazze’deki insani krizin sona ermesi gerektiğine de dikkat çektik. Türkiye olarak, bu konuda insanlık adına sorumluluk taşıyoruz.
Bu acımasız durumda bir çözüm bulamazsak, Gazze’deki acılar devam eder. Kimse kendini güvende hissetmeyecek. Biz bu gerçekleri dile getirmekten çekinmeyeceğiz. Çözüm odaklı yaklaşımımızla, kalıcı bir barışın sağlanacağını umuyorum.
SORU – Iran-İsrail geriliminde Türkiye’nin FETÖ ile mücadelesi gündeme gelebilir mi? Son operasyonlarla ilgili bir ivme bekliyor musunuz?
15 Temmuz’dan bu yana FETÖ ile etkin bir mücadele yürütüyoruz. Son operasyonlar, FETÖ’nün hala çeşitli noktalara sızma girişimlerinin bulunduğunu gösterdi. Bu tehditin ciddiyetini her zaman vurguladık ve çıkacak her engelle mücadele etmeye kararlıyız. 15 Temmuz ruhunu asla unutturmamak bizim önceliğimizdir.
SORU – Hava savunma sistemleri hakkında konuşalım. Türkiye’nin F-35’ler ve S-400 sistemi üzerine düşünceleri nelerdir? Hava savunma kapasitesi yeterli mi?
Hava savunma sistemleri yalnızca S-400 ile sınırlı değil. Çok katmanlı ve uyumlu çalışan sistemler oluşturmalıyız. Füze kapasitelerimizi artırmak için çeşitli projeler üzerinde çalışıyoruz. Bu konuda yerli ve milli imkanlarımızla geliştirdiğimiz sistemlerimiz de var. Daha önce destek beklediğimiz birçok sistemi kendi imkânlarımızla üretme kararlılığındayız.
SORU – Enerji bağımsızlığı üzerine ne düşünüyorsunuz? Türkiye bu konuda hangi stratejilerle ilerliyor?
Enerji arz güvenliği bizler için kritik öneme sahiptir. Kendi yerli kaynaklarımızı etkili bir biçimde artırarak sürdürülebilir enerji bağımsızlığını hedefliyoruz. Gabar ve Karadeniz gibi yerlerde yürütülen çalışmalar, bu hedefin gerçekleştirilmesinde önemli bir rol oynayacaktır.
SORU – Rusya-Ukrayna savaşının sona ermesi için ne tür adımlar atmayı planlıyorsunuz?
Türkiye olarak barışın sağlanması için diplomasiye öncelik veriyoruz. Tarafları yeniden bir araya getirmek için her platformda çaba göstermeye devam ediyoruz. İstanbul sürecinin yeniden canlı hale getirilmesi için gereken her türlü ilerlemeyi kaydetme arzusundayız ve bunu başarabileceğimize inanıyoruz.
SORU – Gazze ile ilgili olarak bir ateşkes öngörüyor musunuz?
Her an üzerinde durduğumuz konu Gaza’daki insanlık dramıdır. Gazze’nin unutulmasına izin vermeyeceğiz. İsrail’in insanlığa karşı işlediği suçlar, asla kabul edilemez. Türkiye’nin önceliği, diplomatik tüm imkânları kullanarak barışın sağlanmasıdır.
SORU – Türkiye’nin iç politikası ile dış politikası arasında dengenizi nasıl sağlıyorsunuz?
Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni bir dönem açıyoruz. Sıfırdan başlasa da, dostluk ilişkimizin güçlenmesine katkıda bulunacak görüşmeler yapmaktayız. Suriye konusu her zaman önemli bir gündem maddesi oldu ve burada Suriye’nin yeniden bir bütünlük içinde olması için gereken destekleri sağlama amacındayız.
SORU – NATO Zirvesi’ne ev sahipliği yapılacak şehirler arasında hangisi tercihiniz olacak?
Bu konuyu değerlendirip seçeneklerimizi gözden geçireceğiz. Türkiye, her zaman büyük organizasyonları bir araya getirme konusunda deneyim sahibidir ve NATO Zirvesi için de gereken tüm hazırlıkları yapacağız.
SORU – “Terörsüz Türkiye” vizyonu hakkında detay verir misiniz?
Cumhur İttifakı olarak yürüttüğümüz süreçte sabırlı ve kararlı bir duruş sergiliyoruz. Silah bırakma konusunda güvenlik birimlerimizle yakın bir diyalog halindeyiz. Bu meselelerde siyasi değil, milli bir sorumlulukla ilerliyoruz ve toplumun desteği her şeyden önemli.
SORU – Yeni anayasa çalışmalarınızla ilgili bilgi alabilir miyiz?
Mevcut anayasanın zaman içerisinde çeşitli değişikliklerle karmaşık hale geldiğini düşünüyoruz. Yeni anayasa için milletin iradesine dayalı, sivil ve özgürlükçü bir metin oluşturma çabası içindeyiz. Bu konuda tüm partilerin yapıcı bir katkıda bulunmalarını ümit ediyoruz.
SORU – Türkiye’nin uluslararası politikadaki durumu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Türkiye, dünya siyasetinde önemli bir aktör olarak sorumluluk alıyor. Karşılaşılan zorluklarla başa çıkmak için gereken diplomatik adımları atmaya devam ediyoruz. Ancak iç cepheyi güçlendirmeye yönelik çabalar da aynı ölçüde önemlidir. Amacımız, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde barışı tesis etmek.
