Aralıklı Oruç ve Kalp Sağlığı Riskleri

5 Eylül 2025

Aralıklı oruç son 10 yılın en gözde diyet trendlerinden biri haline geldi.

Bu yöntemle kalori saymak ya da karbonhidrat tüketimini kesmek gibi tatsız olabilecek yöntemlerin yerine, ne yediğinizi yerine ne zaman yediğinizi değiştirerek istenen sonuca ulaşılması öngörülüyor.

Teknoloji devlerini patronları, Holywood yıldızları bu yolla kilo verdiklerini söylüyor.

Eski İngiltere Başbakanı Rishi Sunak da haftaya 36 saatlik bir oruçla başladığını anlatıyordu.

Şu ana dek bilimsel veriler de aralıklı orucu destekliyordu.

Araştırmalar aralıklı orucun metabolizmayı iyileştirebileceğini, hücre tamirine yardımcı olabileceğini ve belki de yaşamı uzatabileceğini gösteriyordu.

Fakat beslenme uzmanları uzun süredir öğün atlamanın sihirli bir çözüm olmadığı ve belirli hastalıkları olanlar için risk oluşturabileceği uyarısında bulunuyordu.

Aralıklı oruçta gıda genelde sekiz saatlik kısa bir aralıkta alınıyor.

Öğünler arasında 16 saatlik bir boşluk bırakılıyor.

Beşe iki gibi diyet yöntemlerinde ise haftanın beş günü normal beslenilip, iki gün kalori alımı kısıtlanıyor.

Aralıklı oruçla ilgili yapılan ilk bu yöntemle ilgili kaygı verici olabilecek sonuçlar alındı.

19 binden fazla yetişkini inceleyen araştırmacılar günde sekiz saatten az bir sürede gıda tüketenlerin kalp ve damar hastalıklarından ölme riskinin, 12-14 saatlik bir aralıkta gıda alanlara kıyasla % 135 daha fazla olduğu sonucuna vardı.

Bir insanın kişisel sağlığı ve tıbbi verileri temelinde kardiyovasküler, yani kalp ve damar hastalık riskinin artması, kalp krizi ve felç riskinin yükselmesi anlamına geliyor.

Araştırmada aralıklı oruç ile herhangi bir hastalıktan ölme riski arasındaki bağ daha zayıf ve tutarsız çıktı.

Ancak kardiyovasküler risk çok sıkı testlerin ardından bile yaş, cinsiyet ve yaşam tarzı gruplarında yüksek gerçekleşti.

Bir başka deyişle, çalışmada aralıklı oruçla genel olarak ölüm arasındaki bağ zayıf ve tutarsızdı ama kardiyovasküler hastalıklardan ölüm riski önemli oranda daha yüksekti.

Çalışmayı yapan uzmanlar araştırmalarının net bir neden sonuç bağlantısını kanıtlamadığını vurguluyor.

Ancak bu, aralıklı orucun daha iyi bir sağlığa giden ve herhangi bir risk içermeyen bir yöntem olduğu söylemini tartışmaya açmaya yeterli bir gösterge.

Araştırmacılar sekiz yıl boyunca Amerikalı yetişkinleri takip etti.

Deneklerin beslenme alışkanlıklarını anyalabilmek için, katılımcılara iki hafta arayla iki farklı günde yiyip, içtikleri her şeyi anımsamaları istendi.

Bilim insanları bu yanıtlarla her bir katılımcının ortalama gıda tüketme aralığını tahmin etti ve bunun uzun vadeli yeme alışkanlıklarını da temsil ettiğini varsaydı.

Kardiyovasküler ölüm riski tüm sosyo-ekonomik gruplarda benzer sonuçlar verdi.

En büyük risk de sigara tiryakileri, diyabet hastaları ve mevcut bir kalp hastalığı olanlarda görüldü.

Bu da özellikle bu grupların uzun vadede kısa gıda alma sürelerinoen özellikle kaçınması gerektiği anlamına geliyor.

Aralıklı oruç ve kardiyovasküler hastalıklardan ölüm riski arasındaki bağlantı, beslenme kalitesi, yemek ve atıştırmalık tüketme sıktığı ve yaşam biçimi gibi faktörler göze alındığında bile devam etti.

Diyabet ve Metabolik Sendrom: Klinik Araştırma ve Değerlendirme adlı bilim dergisinde yayımlanan, hakem onaylı araştırmanın baş yazarı Victor Wenze Zhong, beslenmenin diyabet ve kalp hastalıklarının başlıca nedeni olduğunu ve bunun da şaşırtıcı olmadığını vurguluyor.

Çin’deki Şanghay Jiao Tong Üniversitesi’nden epidemoloji uzmanı Prof. Zhong “Şaşırtıcı bulgu, yıllar boyunca gün içinde sekiz saatlik bir sürenin altında gıda tüketenlerde, kardiyovasküler hastalıklardan ölüm riskinin yükselmesi” diyor.

Bu sonuç, birkaç aylık ya da en fazla bir yıllık sürelerle yapılan araştırmalardan alınan sonuçların desteklediği, aralıklı orucun kalp ve metabolizma sağlığını geliştirdiği yönündeki inançla çelişiyor.

Aynı dergide yayımlanan bir yazı da kaleme alan endokrinoloji uzmanı Anoop Misra da aralıklı orucun avantaj ve dezavantajlarını tarttı.

Anoop Misra, avantaj olarak birçok denemede ve analizde aralıklı orucun kilo vermek, insülin duyarlılığını artırmak, tansiyonu düşümek, lipit (yağ) profilini düzeltmek gibi alanlarda işe yarayabileceğini gösterdiğin vurguladı.

Misra ayrıca aralıklı orucun kan şekerini sıkı bir şekilde kalori saymadan kontrol altına almasına yardımcı olabileceğini, kolayca kültürel ve dini oruç ritüellerine uyum sağlayabileceğini ve uygulaması basit bir yöntem olduğunu söylüyor.

Ancak Misra aralıklı orucun potansiyel dezavantajlarını da şu sözlerle anlatıyor;

“Besleyici maddelerde eksiklikler, kolestrolün artması, aşırı açlık, sinirlilik hali, baş ağrıları ve zamanla yönteme daha az uyulması…

“Diyabet hastalarında ise kan şekeri takip edilmeden yapılan aralıklı oruçlar kan şekerinin tehlikeli bir şekilde düşmesine neden olabilir ve yemek yenen saatlerde abur cubur tüketilmesini beraberinde getirebilir. Kronik hastalıkları bulunan daha yaşlı yetişkinlerdeyse uzun süre oruç tutulması, kırılganlığı artırabilir ve kas kaybını hızlandırabilir.”

Aralıklı oruç yönteminin sorgulanmasına neden olan ilk çalışma bu değildi.

2020’de Jama Internal Medicine dergisinde yayımlanan ve üç ay süren bir araştırmada, aralıklı oruç yöntemini kullanan katılımcıların çoğu kas kütlelerinden gelen az bir kilo verdikleri görülmüştü. Bir başka araştırmada da aralıklı orucun halsizlik, açlık, susuzluk, baş ağrıları ve konsantre olmakta zorluklara yol açtığı tespit edilmişti.

Prof. Zhong çalışmaları ışığında kalp hastalıkları olanların ya da diyabetlilerin günde sadece sekiz saat gıda almaya ihtiyatlı yaklaşmalarını tavsiye ediyor. Ayrıca sağlık durumuna göre “kişiselleştirilmiş” beslenme yöntemleri önerilmesi gerektiğini vurguluyor:

“Şu andaki kanıtlar temelinde, insanların ne yediğine odaklanmak, ne zaman yediğine odaklanmaktan daha önemli gibi gözüküyor. En azından günde ömürlerini uzatmak veya kardiyovasküler hastalıklardan kaçınmak adına günlük sekiz saatlik bir beslenme aralığını uzun süre benimseyenler, yaptıklarını yeniden düşünmeli.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir